İstanbul’un meydanlarında, parklarında yüzlerce heykel var. Bu heykeller genellikle tarihi kişilikleri , komutanları, devlet adamlarını, sanatkarları temsil eden yapıtlar. Sarayburnu’nda kendi haline terkedilmiş Atatürk heykeli, Maçka Parkında at üzerindeki İsmet İnönü’nün heykeli, Saraçhane’deki Fatih heykeli, Beşiktaş Şairler Sofası parkındaki şairler ve Süleyman Seba heykelleri benim yazılarıma da konu olan heykellerden sadece birkaçı. Tabi birde Altıyolda’ki ünlü boğa heykeli, Beylerbeyi Sarayı ve Yıldız Parkında ki geyik ve diğer hayvanları konu alan heykeller de var. Ama bu yazıda söz edeceğimiz yanında yaşamadıkça çoğu kişinin bilemeyeceği iki emekçi heykeli. Biri hamalları temsil ediyor diğeri ise yaşayan gerçek bir çöpçüyü.
HAMAL-PORTER
Foto cortesy Ara Kebapcıoglu
EMİNÖNÜ'NDEKİ HAMAL HEYKELİ
Eminönünde Aşir Efendi Caddesindeki Hobyar Camii ve bir alt sokaktaki Büyük Postanenin önünden defalarca geçtim. Burada caminin hemen yanında hamalların oturup sohbet ettiğini görmüştüm ama sokağın biraz ilerisindeki Hanımeli sokağının başına konan hamal heykelini atlamışım. Eski Bostancılı Paris’de yaşayan dostum Ara Kebapçıoğlu, bir iki sene önce bana bu ilginç heykelin fotoğrafını çekip yollamıştı. Fotoğraftaki heykel sırtındaki yük taşıyıcısı ile bir hamalı temsil ediyordu. Fotoğrafta heykelin kaidesinde ki tabela görülmüyor ama burada HAMAL- PORTER yazıyor. Yani turistlere anlatmak için hamalın İngilizce karşılığı olan “porter” kelimesi eklenmiş. Söylentiye göre İngilizce bilmeyenler bunu Porter adlı gayrimüslim bir hamal olarak algılamaya başlamışlar ve zamanla Hamal Porter hakkında şehir efsaneleri türemiş. Çanakkale savaşlarında cepheye top mermisi taşıyan Seyit Onbaşı misali Hamal Porter de sırtında 350- 400 kg yük taşırmış.
Eminönünde hamallık mesleği Osmanlı dan hatta Bizans dan beri süregelen bir meslek Burası gemilerle gelen yüklerin boşaltıldığı ve civardaki Kapalıçarşı, Mahmutpaşa , Tahtakale gibi yerlerdeki dükkanlara taşındığı başlangıç noktası. Osmanlıdan gelen bölük sistemi bugün hala uygulanıyor. İstanbul’da tam 26 Hamal Bölüğü* var ve her bölüğün sabit bir rakamda tayfası bulunuyor. Bölüklerdeki ortalama tayfa sayısı 80 kişi .Osmanlı’dan kalma Hamal Bölükleri Nizamnamesine göre bu bölüklerden belli başlıları şunlar : Kapalıçarşı, Çakmakçılar, Meydancık, Gaziler, Asmaaltı, İpçiler, Cağaloğlu, Fincancılar ve Tahtakale. Bu bölüklere girmek için içerde çalışan bir hamala hava parası verip onun hakkını satın alacaksın, ki bunun 6 bin TL civarında olduğu söyleniyor. Bir de aileden geçme var, babası oğluna, abisi kardeşine bölük hakkını devredebiliyor. Bugün bu civarda üç binin üstünde hamalın çalıştığı söyleniyor. Ama Fatih Belediyesi çoğu sokağı trafiğe kapamış, bu da hamalların işine büyük ölçüde sekte vurmuş. Hamalların çoğu kırk yaşının üstünde bel fıtığı ağrısına rağmen ekmek parası için mesleği sürdüren emekçiler.
Maltepe’nin Köyiçi’nde güzel bir çarşısı var. Beşçeşmeler meydanının bitişiğindeki çarşı, küçük dükkanları, cafe ve lokantaları ile adeta 1980 ler İstanbulundan kalma bir görüntü veriyor. Galiba burada o yılları yansıtan dizi filimler de çekilmiş. Çarşının en eski ve ünlü yapısı da da 1850 lerden beri hizmet veren Beşçeşmeler Simit Fırını. Burada taş fırında pişirilen nefis simitler ve halkalar peynir çeşitleri ve sıcak çay ile birlikte kahvaltı severler için bulunmaz bir ziyafet. Beşçeşmeler çarşısında işte bir böyle kahvaltı sonrası yürürken meydandaki olağan dışı bir heykel dikkatimi çekti. Bu bir çöpçünün heykeliydi, hem de gerçek bir çöpçünün, bir emek işçisinin.
Heykeltraş Güner Yeren küçük çarşı meydanına bir heykel yapıp Maltepelilere hediye etmek ister. Son zamanlarda büyük şehirlerde moda olan hayvan heykelleri yerine, esnafa da sorarak 1992 yılından beri Yalı mahallesinin ve Beşçeşmelerin çöpünü sürüp toplayan Gazi Ceran’ın heykelini yapmaya karar verir. Gazi Ceran sabahları güneşin doğması ile sokaklara çıkıp akşam hava kararıncaya kadar işini severek yapan bir emekçi. Ailesini yıllarca böyle sokakları temizleyerek geçindirmiş, çocuklarını büyütüp okutmuş.
Çarşı esnafı da Güner Yeren’e bu projesinde manevi destek vermişler, ama heykelin bütün masraflarını sanatkar kendi cebinden karşılamış. Heykel için izin çıkmasını beklemeden de, gecekondu misali heykeli bir sabah meydana dikmiş. Beşçeşmelerin Belediyesi de buna ses çıkarmamış hatta heykelin açılışını yapmışlar. Ama gel gör ki sanata ve, sanatkara saygısı olamayan bir gurup, bir gece heykele saldırıp, onun kolunu bacağını kırıp parçalamışlar. Heykeltraş Güner Yeren gene kimseden bir yardım beklemeden kendi imkanları ile Gazi Ceran’ın heykelini yenileyip tekrar yerine dikmiş.
Gazi Ceran’ın heykeli gerçek bir emekçinin heykeli ama belki de kendisi gibi gece gündüz sokaklarımızı temiz tutmak için çalışan tüm temizlik işçilerini de temsil ediyor. Hepsine selam olsun.