istanbullite.com

NOSTALGIC WRITINGS BY AN ISTANBULITE © Since 2002

HOME ↓

ABOUT US/BIZ KIMIZ ?

ISTANBUL&TURKEY TRAVEL

TIPS FOR TOURISTS

ISTANBUL TRANSPORTATION

ISTANBUL 360 PANOROMIC

LIVE TURKISH TV AND MEDIA

NEWS FROM COLUMBUS,OHIO

NOSTALJIK TAACO.org

LINKS

CONTACT US/İLETIŞİM

ISTANBUL SUR-ICI ↓

YEDI KULE ZINDANLARI

KAYBOLAN KIR TEPEBAG

SEHZADEBASI DIREKLERARASI

LALELI BABA

MIHRIMAH CAMILERI

CEVIZAGACI- GOTLAR SUTUNU

TEKFUR SARAYI

ISTANBULUN ALTI 1,2

ISTANBULUN ALTI 3,4

HALICTE BIR VAPUR GEZISI

SUMBUL EFENDI

MILION TASI

BALIK UZERINE LAKIRDI

BOSTANCIDAKI BEYAZ KOSK

GOKSU DERESI

SAHIL YOLUNDA SABAH

BIR TEPE, BIR KALE

CARPISAN KAYALAR

KANDILLIDE BIR GECE

ISTANBULLU OLMAK

KOCAMUSTAFAPASADAKI KOSK

AHMET SARACBASI EFENDI

SHOW ME BIG MONEY

ISTANBUL DERETEPE

HARBIYE NEZARETI

BEYAZIT KULESI

ARCADIUS'UN SUTUNU

6 MERMER 23 TILSIMLI TAS

SULEYMANIYEDE BIR GEZI

PARGALI SARAYI VE MEZARI

ULUBATLI VE MIHRIMAHCAMII

TOPKAPI ANIT MEZARLARI

HALICTE BIR SEMT: FENER

YILDIZ KORUSU

HUNKAR'A GIDELIM

ABBAS AGA PARKI

HAYDARPASA KIRIM MEZARL.

HAYDARPASANIN ÖYKÜSÜ

DOGANCILAR PARKI

OSMANLI EFSANELERI

USKUDARLI GUZEL BALIKCI

BIZANS VE KURULUS MITLERI

YAHYA EFENDI DERGAHI

ISTANBUL SEYYAHI

AT MEYDANI

KADIRGA'DA SOKAKLAR

KIRIK MINARE

EVLIYA CELEBI RUYASI

SEPETCILER KASRI

GALATADA GEZINTILER

KARAKOYDE YIKILAN CAMI

BIR SAMATYA GEZISI

FLORYA DENIZ KOSKU

SULTAN SELIM CAMII

5.TEPEDEN HALICE

PERA PALASIN GIZEMLERI

PERA PASTANELERI

MACKA SIRTLARI

MARMARAY VE TAKSIM

BEZMI ALEM VALIDE SULTAN

MECIDIYEKOY LIKOR FABRIK

ABDULHAMITIN YILDIZ CAMII

IHLAMUR KASIRLARI

KUCUKYALI VE SATYROS

KUZGUNCUK

KAVAK SARAYI VE SELIMIYE

SANCAKLAR CAMII

ISTANBUL EVVEL ZAMAN

EKATERINA AYAZMASI

YAVUZ ERSINAN CAMII

KUS KONMAZ CAMII

BAHARIYE ADALARI GEZISI

RIVA:BIR DERE,BIR KALE

TARIHI YARIMADA VE SURLAR

GALATA SURLARININ IZLERI

ADALET KULESI

SARAYBURNU'NDA GEZINTILER

GALATA SURLARI IZLERI 2

YILDIZ SARAYLARI

ISTANBUL PARKLARI

SAIRLER SOFASI

AKSAMCILAR VE MEYHANELER

1960 DA ISTANBUL TIPLERI

UC ESKI ISTANBULITE

BIRKAC ESKI SAMATYALI

OZLENEN ESKI ISTANBULMU?

LULU'YU ARAYIS

ISTANBUL KIYI KÖŞE

THUTMOSIS DIKILITASI

AYDOS KALESI

D.BAHCE SARAY TIYATROSU

BUYUKDEREDEN BRINDISIYE

AYASTEFANOS RUS ANITI

RAMAZANDA ESKI ISTANBUL

ESKI GALATA KOPRUSU

HIKAYELI RESIMLER

TARIHTEN KAPAKLAR

CHICAGO DA II. ABDULHAMIT

HEYBELIADA DENIZ LISESI

INONU DENIZ LISESINDE1934

INONU HARPOKULUNDA ,1942

ANLATILMAYAN ISMET INONU

VEKILLER VE RESMIGECITLER

BU ANZACLAR NEREDE?

ISTANBUL ARKEOLOJI MUZESI

HARBIYE ASKERI MUZESI

CANAKKALE, TRUVA

BOSTANCIDA BIR NIŞAN

GOLCUK VE YAVUZ-HAVUZ

JAPONLARIN 1934 ZIYARETI

GAZOZ KAPAKLARI

HALIL EFE VE CAKIR GUSSUN

1942 DE EN UZUN YOLCULUK

BIZANSLI VE BEYAZITLI

KADIKOY, ISKELEDE SABAH

ARMONIKA CALAN KIZ

1975 DE BIR ASK HIKAYESI

METEOR CUKURU

MINIBUS SOFORU ZEYNEL

ANTIPHELLUS BALIKCISI

BIR EGE DILBERI

BIR RUYA

ASOSDA BIR GUN

BEN SERVISCIYIM ABI

VATMAN ALI BEY

TWILIGHT ZONE

ADAM

BIR KARANFILLI ADAM

BAHARIYEDE SINEMALAR

KINDER HEIM

GENC OSMAN MONOLOGU

BIR COCUKLUK ANISI

DENIZ YILDIZININ OYKUSU

CESITLI KAPAKLAR

KOS ADASI ANILARI

KARS'DAKI DEDEMI ARIYORUM

KARAGOZ HACIVAT MUZESI

JOEPA BIR AMERIKAN IKONU

BIT PAZARINA NUR YAGDI

MUZE EV

MUZIK VE BEN

ANNEMIN SANDIGINDAN

PARIS GOZLENIMLERI

YESIL KAPI

MAHMEDET HOCA

SOLUK MAVI NOKTA

OSMANLI TOKATI VE HIGH 5

HIZIR ILYAS

29 TESRIN

GAZOZ KAPAGI (ORIJINAL)

COLA TURCA

HARICTEN GAZEL

BJK ŞEREF STADI

BIR SAMPIYONLUGUN ANALIZI

VODAFONE ARENA OPENING

OSMANLI YUZUCULERI

SEREF-HAKKI-SEBA

CHAMPION BESIKTAS

BESIKTAS STADIUM & FANS

A VISIT TO INONU, 2011

WITH BJK PLAYERS OF 2011

BJK NEVZATDEMIR FACILITY

BESIKTAS'S USA TOURS

SAMPIYONLUKLAR MIMARI

Q7,GUTI&IVERSON

KAYA VE NAZMI KAPTANLAR

DR. VEDII TOSUNCUK

BJK VE CIRAGAN SARAYI

1964 ALI SAMI YEN ACILISI

ELLI YIL SONRA PRATER'DE

PANTER KALECI

SANTRASI YAPILMAYAN GOL

ESKI BIR MILLI MAC

KARANFILLI ADAM

BIR YASAM TARZI

TEMİZ FUTBOL

BERLIN PANTERI

SARI LACIVERT

INSIDE FENER STADIUM

YUSUF ILE SANLI

PASKAL VE BJK FORMASI

KUCUK AHMET

KONAK KADIN FUTBOL TAKIMI

DEMIROREN'E ACIK MEKTUP

GUVEN ONUT

BABA BOSQUE

HELE HELE SERGEN KAPTAN

TAKSM KIŞLASI CIRCA 1925

GELINCİK TARLALARI

CAPS IN ENGLISH ↓

LATE NOVEMBER

A DAY IN BODRUM

3 DAYS IN CAPPADOCIA

14 DAYS IN TURKIYE

2014 BERLIN LETTERS

1937 BERLIN LETTERS

OUR OLYMPIAN IN OUR HEART

ZULAL THE BACKSTROKER

LORI MY ASSISTANT

MY TRIP ON THE MEGABUS

LYCIAN CITIES OF TURKEY

ATATURK-ROOSEVELT LETTERS

SULTAN SULEIMAN

TRANSFORMING OF SS SOLACE

TURKEY&THANKSGIVING

EINSTEIN'S PLEA TO TURKEY

TURKISH HELP TO IRISH

PRESIDENT OBAMA'S TRIP

USA MILITARY IN TURKEY

FLAG RAISING CEREMONY

RENAISSANCE MAN

"NOAH'S ARK" OR IS IT ?

STORY OF SANTA CLAUS

STORY TELLER OF ANATOLIA

TURKISH COFFEE

DOWN CAFE

ECEVIT IN NEWYORK 2002

SUKI, OUR CAT

HERR WAMLEK

ISTANBUL STORIES

CRIMEAN MEMORIAL CHURCH

SHOPPING IN GRAND BAZAAR

GIRL PLAYING HARMONICA

NURPERI

RAIMONDO D'ARONCO

HAMAM(OLD TURKISH BATH)

IN SEARCH OF LULU

ZEYREK MOSQUE& MONASTERY

COLUMN OF THE MARCIANUS

TRUE CROSS IN ISTANBUL ?

ISTANBUL MYTHS IN ENGLISH

LEGEND OF LEANDER'S TOWER

77 NAMES OF ISTANBUL

7HILLS 700MOSQUES ISTANB.

7 Churches of Anatolia

PANAROMIC TOURS/SANAL TUR

ATATURK

ATATURK ALBUMU

A VISIT TO ANITKABIR 2015

1953 DE ANIT KABIR

ATATURK'E MECLISTE KOMPLO

ATATURK'UN BINMEDIGI UCAK

ATATURK TBMM KONUSMASI

ATATURKUN EVI VE MEKTEBI

10 KASIM 1938

ATATURK'U ANLAMAK

STATUE OF ATATUTURK IN DC

SARAYBURNU ATA HEYKELI

ATATURK'UN KOLIBASI

ATATURK VE CINAR AGACI

ATATURK VE DIN

ATATURK'UN AKARETLER EVI

ATATURK MUZE KOSKU

CARTE POSTALE NOSTALGIA

KARTPOSTAL TURKIYE32-1944

MY MOTHERS ISTANBUL YEARS

MY FATHER'S BERLIN 1937

GERMAN WEHRMACHT 1937

POSTCARDS USA 1944

CARTOLINA POSTALE ITALIA

C.POSTALE EUROPA 1937-946

POST-CARD EGYPT 1942

POSTCARD, MIDDLE EAST

PETERHOF, ST.PETERSBURG

1CE UPON A TIME ISTANBUL

DIYARBAKIR 1955

SOUTH EASTERN TURKEY 1955

ANKARA&ISTANBUL 1956

PARIS 1956

JUKE BOX NOSTALGIA

1957-1960 POP

1960-1970 POP

1970-1980 POP

1980-1990 POP

FATHER OF ANADOLU POP

TURKISH MUSIC PORTAL

RUHI SU

SECULAR BYZANTINE MUSIC

MUNIR NURETTIN SELCUK

ZEKI MUREN

NESET ERTAS USTA

VARDAR OVASI

PLAY FOR THE NATURE

TENCERE

ISTANBUL PHOTOS

ISTANBUL FOUR SEASONS

PANAROMIC BOSPORUS

BYZANCE SCEENS A HELBERT

ISTANBUL VIDEOS

GOZTEPE PARKI

ADALAR/PRINCE ISLANDS

ISTANBUL PICTURES

BEYOGLU PICS

ISTANBUL GATES&DOORS

ISTANBUL TOP TEN MUST SEE

ISTANBUL FERRY LANDINGS

ISTANBUL BAZAARS

ARA GULER'S ISTANBUL

CARSI THE MARKET

BOSPHORUS, ISTANBUL

A GOLDENHORN FERRY TRIP

TURKIYE PHOTOS

ARA GULER'S APHRODISIAS

BEYPAZARI HOUSES

YEDI GÖLLER

ANKARA'da GEZINTILER

AYVALIK- CUNDA

KONYA

BURSA

BURSA KULLIYE VE TURBELER

BODRUM

CAPPADOCIA

KAS,KALKAN,DEMRE

ALANYA

DALYAN VIDEO

DALYAN, GOCEK, FETHIYE

ANKARA

TWIN BEAUTIES/IKIZGUZELLE

PHOTOS USA & WORLD

DUSSELDORF 1956

WALKING THE TRAIL

LAS VEGAS

LAKE MEAD,NEVADA

PHILADELPHIA

PARIS

BOSTON

CHICAGO LAKE FRONT

CHICAGO

INDIANAPOLIS

SAREJEVO

ITALIA

ATATURK'S BIRTHPLACEHOUSE

KAVALA, GREECE

LONDON 1967

A GLIMPSE OF IRAN

INDIA/NEPAL

CARIBBEAN ISLANDS

DARFUR/SUDAN

SANFRANSISCO AND MONTERY

SAN ANTONIO, TEXAS

San Diego

NEW ORLEANS

NEW YORK

PENNSTATE

PRESIDENTS & KINGS TOMBS

FLAG RAISING IN COLUMBUS

FAMILY BLOG

ESRA'S WEDDING ALBUMS

BRIDE'S DAD'S SPEECH

ESRA'S BRIDAL SHOWERS

ESRA'S BABY SHOWER

ESRA PINAR FILES

OZMERAL PATERNAL F.TREE

OZMERAL MATERNAL F. TREE

DURUPINAR PATERNAL F.TREE

DURUPINAR MATERNAL F.TREE

LAMIA&HAMZA VIDEO 1999

BABY MADISON FABLE

BABY TAYLOR FABLE

TAYLOR BABY&TODDLER YEARS

WEILS' WEDDING AND HOUSE

ASLI'S SHOWERS 2008-2009

FAMILY HOLIDAY PICTURES

ANNEM

MY MOTHER LAMIA

ANNEMIZ LAMIA

LAMIA HAMINNE AND TAYLOR

DOGUM GUNU,ANNELER GUNU

HALAM LAMIA

"EVIM/HOME"

NOSTALJI TRENI

LIFE OF MY FATHER

REUNITED/ONLAR KAVUSTULAR

SON CINAR BULENTSARACOGLU

I-FOOD

ISTANBULLITE'S FOOD

STREET FOOD

NOSTALGIC SICILY'S PIZZA

GOLDEN CORRAL COLUMBUS

CAFE ISTANBUL

ANNE'S COOK BOOK

I-BLOG

WINTER IN ISTANBUL

POSITIVE THOUGHT OFTHEDAY

Translate
Bookmark and Share
 
KÜÇÜKYALI VE SATYROS MANASTIRI HARABELERİ
 
 
2007 yılında yazdığım Kaybolan Ada Vordonisi yazısında, bundan bin küsur yıl önceki bir depremde Marmara denize bütünüyle çöken onuncu Prens Adası Vordonisiyi, bu adanın üzerindeki ve hemen karşı kıyıda Küçükyalı sahilindeki Bizans’tan kalma iki manastırın hikayesini ve bu manastırların rahipleri Fotios ve Ignatius’un bir birileri ile Bizans Patriği olmak için yaptıkları amansız mücadeleyi yazmıştım. Daha sonra da 2011 yılında “Sur İçinden İstanbul” kitabında yayımladığım yazı internet de ve kitabı okuyan okuyucuların büyük ilgisini çekti, hatta Bostancı ve Küçükyalı civarında yaşayan dostlarımın çoğu böyle bir adayı ve Küçükyalı’daki Manastır harabelerini ilk defa işittiklerini söylediler. Bostancıdan vapurla adalara giderken manastır kayalıkları denilen ve üzerinde denizcileri uyarmak için bir deniz feneri olan kayalıklar biliniyordu, ama Küçükyalı’daki Satyros Manastırı harabelerinden pek kimsenin haberi yoktu. Benim kayalıklardaki manastır harabelerine balık adamlar gibi dalacak halim yoktu ama, yazıda kullandığım ve adeta uzaydan çekilmiş hissini veren büyük çukurun olduğu Küçükyalı manastırını gezmeyi aklıma koymuş, ne var ki bugüne kadar İstanbul’a her gelişimde bu arzumu ertelemiştim. 

Küçükyalının benim hayatımda özel bir yeri vardır. İsterseniz  manastır harabelerini gezmeden önce Küçükyalı semti ile ilgili anılarımı 2002 yılında yayımladığım Özlediğim İstanbul kitabından alıntılar yaparak anlatayım.

ESKİDEN KÜÇÜKYALI
 
LEMI DAYI SERVET YENGE KUCUKYALI KIRLARINDA NI$AN RESMI, 1951
NI$AN TORENI, KUCUK CEM 4 YA$INDA, ARKADA KAYI$ DAGI,1951
OMER VE ZEYNEPLE KUCUKYALI, 1958
 
“Küçükyalı ile ilgili ilk anılarım dört, beş yaşlarıma rastlar.O zamanlar dedem , Kocamustafapaşadaki köşkten ayrılmış ve Küçükyalıda tek katlı bir ev yaptırmıştır. Burada anneannem ve o zaman üniversiteden yeni mezun olan dayımla birlikte yaşamaktadır. Evin bütün etrafı kırmızı gelincik tarlaları ile kaplıdır. Dayım bana uçurtma yapmasını öğretmektedir. İnce çıtalar, altıgen şeklinde birbirine ince çivilerle tutturulur. Kırmızı, mavi, yeşil parlak kağıtlar bu iskeletin üzerine undan yapılmış bir tutkalla yapıştırılır. Uçurtmanın en önemli ve gösterişli kısmı, saçak,saçak incecik kağıtlardan oluşmuş kuyruk kısmıdır. Kuyrukta takıldı mı, artık uçurtma hür bir kuş gibi gök yüzüne salınır...........................”

“Dedemin ve anneannemin yalısının hemen arkasında iki katlı bir bina vardır.  Burada Refik Bey ve refikaları yaşamaktadır ve bunların yedi kızları vardır. Lemi dayım bu kızlardan Servet hanıma tutulur ve kısa zamanda nişanlanıp evlenirler. Dayımın hakim olarak Kars’a tayini çıkar. Yeni evliler, dedem ve anneannemle Kars’a taşınırlar. Bu benim dedemi son görüşümdür. İki, üç sene sonra dayımlar Küçükyalı’ya döndüklerinde dedem artık yoktur. O artık uzaklarda, bembeyaz karların altında yatmaktadır.Daha sonraları, Avusturya Lisesinde yatılı okurken hafta sonraları , Küçükyalı’daki bu yalıya hep gelmişimdir. Burada geçirdiğim güzel günler başlı başına bir bölüm olacak kadar zengindir........................”

Orta okul ve lise  yıllarımın hafta sonlarının çoğu hep bu evde, dayım ve yengemin çocukları Ömer ve Zeynep’le geçmiştir. Ömer’le, bazen tren yollarında bazen de  Ankara asfaltının öbür yakasındaki Kayış dağının eteklerindeki köye yürümüş, Çamlıkta plajda denize girmiş, orta okulun yanındaki sahada top oynamış, kısacası çocukluğumuz beraber geçmiştir.

Cumartesi günleri Bostancıda ismini şimdi unuttuğum bir sinemada ya da yeni açılan
63 sinemasında Türk filmleri seyretmeye giderdik. Bir de defalarca gittiğimiz  ve 1959 yılında bir gece aniden çöken Neşe sineması vardı. O gece  sinema da Marlon Brando’nun bir filmi oynuyormuş. İnsanlar film seyrederken bir anda tavan üzerlerine çöküyor ve kırka yakın talihsiz kişi ölüyor. Bu kadar insanın defnedileceği bir mezarlık aranıyor civarda. Sonunda  Küçükyalı’da Ankara asfaltı civarında bir tepede karar kılınıyor. Cenazelerin  İstanbul’un  banliyölerinde de at arabaları ile taşındığı yıllar o günler. Bugün bir şehir gibi olan Küçükyalı mezarlığının başlangıcı da böyle işte. Neşe sinemasının kapanmasından sonra 1963 yılında modern 63 sineması yapılmıştı. Hiç unutamam, sinemanın  bekleme salonunun duvarında Üsküdar’dan Anadolu Kavağına kadar Boğaziçinin tablosu resmedilmişti. Bugün o sinema kalmadı ama, sinemanın bulunduğu semte 63 deniyor.

İstanbul’a son gelişimde uzun zamandır görmediğim Küçükyalı’yı gezi listemin bir köşesine koymuş, tarihi de boş bırakmıştım.Kardeşim Mustafa ile Ekim sonunda  İstanbul’a geleceğimi duyan Ömer de bize bir sürpriz yapıp atlayıp Almanya’dan İstanbul’a gelmez mi ! Program tamamdı, hep beraber önce Küçükyalı da annem, anneannem, dayım ve yengemin bütün ailesinin yattığı Küçükyalı Mezarlığını ziyaret edecek, sonra Küçükyalı da eskiden oturduğumuz evin sokağına gidecek, en sonunda da  Küçükyalı Arkeoloji  parkındaki Satyros manastırı harabelerini gezecektik.

Kasım başında günlük, gülistanlık bir Çarşamba günü arabayla Küçükyalı’ya doğru yola çıktık. Önce E-5 karayolunun yanında tepelerin üstündeki Küçükyalı mezarlığına uğradık.  Neşe sinemasının çöküşünden sonra hayatlarını kaybeden talihsiz insanları defnetmek için 1950 li yılların sonlarında yapılan bu mezarlık artık dağlara, taşlara sığmaz olmuştu. Mezarlık  giriş kapısının yanındaki ilk kabir olan dayımın mezarından başlayarak annemin ve diğer aile büyüklerinin kabirlerini ziyaret ettik, görevlerimizi yerine getirdik ve sonra Küçükyalı’ya doğru yola devam ettik. İlk durağımız İstasyonun yanında çocukluğumda dedemin tren beklerken bana gazoz ısmarladığı kahve’ye uğramak oldu. Kahve eskisi gibi tavla ve bezik oynayan adamlarla doluydu.Eski tren istasyonunu ise tanımaya imkan yoktu, yolun iki tarafı hapishane duvarları gibi demir parmaklıklarla çevrilmişti. Buradan İstasyonun önündeki ana yola çıktık, çarpık yapılaşmanın, reklam panoları kalabalığının zirve yaptığı sokaklardan geçtik. Aşağıya doğru inen İstasyon Caddesinin Ahmet Kutsi Tecer caddesi ile birleştiği üçgen alanda eskiden defalarca  saç tıraşı olduğum bir berber vardı. Pencereleri iki ayrı sokağa bakan bu ufacık berber dükkanı dış cephesinin eskimiş haliyle elli küsur senedir hala yerli yerinde duruyordu. Ama bu civarda yaşlı birkaç çınar ağacından ve bu berber dükkanından başka hiç bir tanıdık yapı yoktu. Arabayla eski Neşe sinemasının olduğu sokaktan geçerek dedemin bir  tarihte yaptırdığı tek katlı  evin ve hemen biraz yukarısındaki tepede Refik Bey’in iki katlı evinin,  ve kırların içine gelişi güzel serpilmiş başka evlerin olduğu o eski mahalleyi ve toprak sokağı aradık. Yeşil çayırların, gelincik tarlalarının, kuyu başlarında otlayan kuzuların, bahçe kapılarına bağlanmış çoban köpeklerinin, gökyüzünde renkli kuyruklarını sallaya sallaya süzülen uçurtmaların yerinde şimdi yedi sekiz katlı taş binalar, daracık asfalt sokaklar, kaldırımlara park etmiş arabalar vardı.

”İşte bizim ev buradaydı, büyük babamın evi de şurada’‘diye işaret etti Ömer, sokağın iki ayrı tarafındaki birbirine bitişik apartmanları göstererek. Gülümseyerek birbirimize baktık, ”haydi istersen su manastır harabelerine gidelim artık “dedim.

 
ISTASYON CADDESI
1959 DAN KALAN BERBER DUKKANI ,KASIM 2012
CINAR CAMII
 
KÜÇÜKYALI ARKEOLOJİ PARKI VE SATYROS MANASTIRI
 
Image: 
 
Ben doğrusu bu harabeleri hiç hatırlamıyordum. Google Earth de gördüğüm  kadarı ile eski manastırın kalıntıları Çınar Camiinin hemen yanı başında olmalıydı. Ama Küçükyalının yerlisi olan dayı oğlu, “biz çocukken mağara gibi  bazı harabeler ve dehlizler vardı. Bize “sakin oraya girmeyin, icinde kaybolursunuz, dehlizler deniz altından adalara kadar gidiyor “, derler, “bizde pek içerisine girmeye cesaret edemezdik” dedi. Onun yolu  tarifine pek gerek kalmadan  birazdan Küçükyalı istikametinden İdealtepe’ye giden yolda Küçükyalı Arkeoloji Parkını  gösteren kahverengi istikamet tabelaları göründü.

Manastır harabelerine Çınar camiinin bitişiğindeki çocuk parkından giriliyor. Aslında cami, park ve manastır duvarları, ve duvarların iki tarafını çevreleyen yeşil tepe birbirlerine kenetlenmiş tek bir alan görünümde. Belli ki Çınar Camii eski manastırın olduğu yerin bir bölümünün üzerine inşa edilmiş. 1988 yılında yapılan  tek minareli cami, dış görünüşüyle bu yıllarda yapılan ve aynı kalıptan çıkmış, eski camilerin kopyası  gibi görünen, belirgin bir mimari özelliği olmayan diğer camilere benziyor. Caminin yanındaki küçük park belki de Küçükyalının günümüzdeki  tek yeşil alanı. Parkın arka kısmında manastırın duvarları boydan boya cami avlusuna kadar uzanıyor.Yan yana sıralanmış altı ya da yedi tonozdan birinin önünde, üzerinde yonca yaprağına benzeyen bir kabartma olan antik sütun başı dikkati çekiyor. Duvarların bittiği sağ taraftaki küçük bir patikadan yakardaki tepeciğe doğru tırmanıyorsunuz.Burada önünüze Küçükyalının o eski kırlarına benzeyen, mavili sarılı yabani çiçeklerle kaplı  yeşil çayırlık bir alan çıkıyor. Buraya çıkıp biraz ilerleyince önünüzde adeta gök yüzünden düşen bir meteor taşının açtığı, dikdörtgen şeklinde koca bir çukur alan görüyorsunuz.Yukarıdan baktığınızda aşağıdaki platform en aşağı on, on iki metre aşağınızda. İşte tam bu alandan Çınar camiine kadar uzanan platformda  eskiden Satyros manastırı ve manastırın altında da büyük bir sarnıç varmış. Bu sarnıcın suyu da Kayışdağından gelirmiş.

Bunları nereden öğreniyoruz derseniz, her ne kadar eskiden beri burada bir manastırın varlığı biliniyorsa da,  2000 li yılların başından beri burayı inceleme konusu yapan, burada kazılar yapan ve burayı Küçükyalı’ya kazandıran isim: Alessandra Ricci. Ricci Italya’da Arkeoloji tahsili görmüş bir Bizansoligist. Bu işe kendini o kadar adamış ki İstanbul’a yerleştikten sonra kısa zamanda Türkçe öğrenmiş ve hem Maltepe Belediyesi ile hem de çevre sakinlerinin yardımı ile alanı temizletmiş. Buraya ilk el attıkları zaman platformda ve  sarnıcın içinde sekiz  kişinin yaşadığını görmüşler ve öncelikle bu kişileri buradan çıkarmışlar. Sarnıca ve platforma girilen duvar boşluklarına demir parmaklıklar ve kilitler koymuşlar, etrafa çöp bidonları yerleştirip buranın bir çöp dokum alanı ve tinercilerin yeri olmaktan kurtarmışlar. Sonrada İstanbulun Dünya Kültür Başkenti Projesi  kapsamında Türk arkeologlarla  birlikte paneller düzenlemişler ve buranın çevreyle uyumlu bir arkeoloji parkı seklinde düzenlenmesi için çalışmalar yapmışlar.Bu panellere çevre sakinleri de katılmış ve burada alınan kararlara göre Küçükyalı Arkeoloji Parkı, icinde bir çeşmesi, kazı alanı, çay bahçesi, çocuk bahçesi, sergi ve kültürel etkinlik alanları olan bir tasarıma dönüşmüş. Bu proje halen tamamlanmamış bir tasarım aşamasında.

Daha önceleri M.S 834 yılında Bizans İmparatoruTeofilos’un Emevi ve Abbasi İslam mimarisinden etkilenerek yaptırdığı Bryas sarayının da burada olduğu tahmin ediliyor idiyse de, gerek Alessandra Ricci gerekse diğer arkeologlar burada M.S. 870 yılında bir manastır yapıldığından eminler. Ama Bryas sarayının da buraya yakin bir yerde olduğu tahmin ediliyor. Son yapılan kazılarda burada üç apsisli Satyros manastırının kalıntıları ve Patrik Ignatiusun mezarı bulunmuş.Vatikan da ki bir freskte  Ignatius’un  cenazesinin Ayasofya’dan deniz yoluyla getirilerek adaların karşısındaki büyük bir kiliseye gömüldüğü tasvir ediliyormuş. Gene bu kazılarda Bizans sikkeleri,mühürler,seramikler ve kandillerde bulunan objeler arasında. Büyük çukur diye bahsettiğimiz platform su sarnıcının olduğu yer. Bunun üzerinde Satyros manastırının  bir bölümü varmış, tepe üzerindeki yeşillik alanda  yapılan kazılarda eski  kilisenin temellerine rastlanmış ve bu kazılar her yaz yapılmaya devam ediyormuş.

Küçükyalı Arkeoloji Parkını gezdiğimiz sırada su sarnıcının olduğu platforma girmeyi çok istedik ama demir kapı asma kilitle kapanmış olduğundan içeriye giremedik. Mecburen yukarıdaki yeşilliğin üzerinden aşağının fotoğrafını çekmekle yetindik, Ömer sarnıcın on metre yüksekliğindeki duvarları üzerinde bir kedi gibi  yürüyerek fotoğraf çekiyor beni heyecan icinde bırakıyordu. Sonunda yeterince fotoğraf çektiğimize kanaat getirince Arkeoloji Parkından ayrıldık. Arabada eve dönerken artık Küçükyalının elli sene önceki halini çoktan unutmuştum. Buranın elli sene önceki halini biliyordum ama bundan iki bin iki yüz elli sene önce burası  acaba nasıldı diye düşünüyordum. Acaba Vordonisi adasındaki manastırımı daha görkemli ve büyüktü, yoksa Küçükyalı manastırımı ? Ya, Bryas sarayı acaba neredeydi ve bir gün onun kalıntıları da bulunacak mıydı? Rahip Fotios mu yoksa Ignatius mu diğerinin kuyusunu kazmıştı? Gökyüzünün ve Marmaranın rengi daha mi mavi, çayırların rengi daha mi yeşil, gelincikler daha mi kırmızıydı. Kayış dağından gelen su daha mi tatlı,fırındaki ekmek daha mi lezzetliydi? Acaba toprak sokakların birleştiği iki yol ağzında  o zamanda  bir berber var mıydı.Yoksa Vordonisi adasını ve Satyros manastırını yerle bir eden büyük depremden sonra her şey, ama her şey, bir daha geri gelmemek üzere değişmiş, ve bir toprak yığının altında sonsuza kadar saklımı kalmıştı? Ben de neleri düşünüyordum! En güzeli herhalde içinde olduğun zamanın tadına vararak yaşamaktı.

Cem Özmeral
13  Ocak  2013
Aurora, Illinois

 
 
Kaynakça:
Küçükyalı Arkeolojik Parkı Tanıtım Sunumu, 2009
http://www.mimdap.org/?p=15609
Maket ve Kubbe içi fotografları:
*  http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=49769
**http://www.akakoleji.k12.tr/akakoleji/arkeopark-kucukyali-kazi-alanina-arkeoloji-klubu-gezisi/

 
BACK TO TOP/EN BASA
NEXT/BIR SONRAKI
BACK HOME/ANA SAYFA
 

                                                                                               

                                                                                                       Page copy protected against web site content infringement by Copyscape                            
                                                                                              ©2016.All rights reserved        

Website powered by Network Solutions®