Geçen Kasım ayında Bursa’ya güne birlik bir seyahat yapmış ve bir gün içinde ne kadar tarihi eser görebilirsek hepsini görmüş, gün bitimini de Çekirge de Karagöz ve Hacivatın anıt mezarların ve olduğu yere yakın bir çay bahçesinde noktalamıştık. Buradaki üç mezardan biri de Hacivat Karagöz oyununu ilk defa oynattığı söylenen Şey Küşteri’nin 1962 yılında Bursanın başka bir semtinden buraya taşınmış olan mezar idi. O gün hava kararırken Mudanya’dan kalkacak feribot’a yetişmek zorunda kaldığımızdan anıt mezarlara çok yakın bir konumdaki Karagöz Hacivat müzesini gezemedik. Ama sağ olsun Bursalı okurumuz Murat Alemdar geçenlerde müzeyi gezmiş ve çektiği fotoğrafları bize yollamış. Fotoğraflar içinde 1918 yılında yayımlanmış Karagöz adlı mizah mecmuasından alınma Karagöz Hacivatın günün aktüel, sosyal ve politik konuları hiciv eden karikatürleri var. Mecmua eski Türkçe olduğundan karikatürlerin üst bölümlerine latin harfleri ile açıklama konulmuş fotoğrafı çeken arkadaşımız bu yazıları çekerken karikatürlerin alt bölümlerini fotoğraf karelerine sokamamış. Ama gördüğümüz ve okuduğumuz kadarı ile burada yapılan hicivler günümüze de o kadar uygun ki fotoğrafları yazı da kullanacağımız gibi Karagöz ve Hacivatla ilgili araştırıp bulabildiğimiz diğer karikatürleri de de yazının sonuna ekledik.
Karagöz ve Hacivat’ın hangi devirde yaşadığı, nereli olduğu ve ne iş yaptığı konusunda birçok rivayetler vardır. Ama bunlar içinde en fazla itibar göreni Sultan Orhan Gazi devrinde Bursa’da yaşadıkları ve Ulu Camiinin yapımında inşaat işçisi olarak görev yaptıklarıdır. Bu rivayete göre, Karagöz1338 tarihinde Bursa'da asıl adı Bali Çelebizade Kambur Ahmedî Efendi adlı inşaat ustasıdır. Nüktedan ve hazır cevap Hacivat da gene Bursa’da yaşayan Hacı İvaz Efendi’dir. Söylenti’ye göre bu ikili caminin yapımında çalışırken o kadar çok şamata ve gevezelik yaparlar ki diğer işçilerin çalışmalarını engelledikleri den caminin yapımı gecikir. Bunun üzerine caminin adı bilinmeyen mimarı Karagöz ve Hacivatı padişah’a şikayet eder. Padişah’ ta bu gecikmeyi kabul edemez ve Karagöz ile Hacivat’ın kellesini aldırır, ama bir müddet sonra verdiği bu karardan büyük üzüntü duymaya başlar. Gene söylentiye göre padişahin akıl hocalarından Şeyh Küşteri Karagöz ile Hacivat’ın deriden suretlerini yaparak bir gölge oyunuyla onların diyaloglarını canlandırır ve Orhan Gazi’nin üzüntüsünü azaltmaya çalışır. Belki de bu nedenle geleneksel olarak Karagöz Hacivat oyunun yapıldığı perdeye de "Küşteri Meydanı" denilmektedir
Çekirgedeki Karagöz müzesindeki panolarda Karagöz ve Hacivatın adları değişik kökenlere dayandırılıyor. Burada ki bilgilere göre 1333 yılında Hisar Ortapazar medresesi kitaplığında “Hayat ve Menakab-i Kara Oğuz ve Hacı Ahvad” adlı bir kitap bulunuyormuş. Sonradan bir yangında kaybolan bu kitapta Filibeli Mithat Bey adlı bir zatın zamanın Bursa Belediye Başkanı Muhittin Bey’e bir mektup yazdığı ve bu mektupta Karagöz’ün Orhaneli ilçesinde yaşayan Kara Keçili aşiretine mensup Kara Oğuz adlı bir köylü olduğu, sonradan bunun Kara Öküz diye bozularak söylendiği yazılıymış. Kara Oğuzun arkadaşı Hacivat’a gelince, onun adı da da Hacı Ahved’den çevrilmiş.
Müze Fotoğrafları Murat Alemdar
Karagöz- Hacivat'ın Hiciv ve Karikatürlerdeki Yeri
Karagöz: Defol git, bir daha bu semtlere uğrama.
Hacivat: Karagözüm bu bela başımızdan defolup gidiyor. Allah bizi başka bellardan korusun.
Karagöz: Matbaa Cemiyeti merkezine, kimi 10 000 lira, kimi 15 000 lira, kimi 20 000 lira birbirine zarar ve ziyan dava ediyorlar.Bu paraların hepsini de davalarını kazanırlarsa matbaat cemiyetine vereceklerini vad ediyorlar. Dilerim Mevlamdan hep davalar kazanılsın.
Karagöz: Çıkrığa dayan, babamızdan kalma usulle işletelim şu treni
Hacivat: Şu günleri geçirmek için çıkrık, dolap çevirmekten başka ne var ?
Pırasacı: İbadullah, iki kuruşa !
Karagöz: Aferin be! Şehr-i emanetin narhını kabul eden yalnız siz çıktınız.
Pırasacı: Onun için değil. Kartlaştı, kimse almıyor da onun için iki kuruşa veriyorum.