İstanbul’un Osmanlı dan bu yana mimarisinde 16. Yüzyılda yaşamış Mimar-ı Azam Sinan dan sonra en çok etki eden mimarlar daha çok 19 yüzyıl sonları ile 20 yüzyıl başlarında ortaya çıkmıştır. Bunlar içinde en önde gelenleri olarak Saray Mimarı Sarkis Balyan ve kardeşlerini ve İtalyan mimar Raimondo D'Aronco’ yu sayabiliriz. Balyanlar yaptıkları selatin camileri ve Yıldız sarayındaki yapılar ile Gotik ve Barok mimarisini Osmanlı mimarisi ile uyum içinde özdeştirmişlerdir. İtalyan D’Aronco yaptığı sayısız çeşmeler, yalılar, türbeler ve saat kuleleri ile en çok iz bırakan, Galata’dan Pera’ya, Beşiktaş’tan Sarıyer’e kadar Art Nouveau üslubunu İstanbul’a tanıtan mimardır. 1900 yıllarına geldiğimiz de bu defa yine İtalyan asıllı bir levantenin İstanbul’dan Bursa’ya ve Ankara'ya kadar iz bırakan mimari eserler yaptığını görüyoruz. Bu mimar 1873 ve 1953 yılları arasında İstanbul’da yaşamış Giulio Mongeri dir. 1897 Avusturya da tamamladığı mimarlık eğitiminden sonra İstanbul’a dönmüş ve Osmanlı devrinin ilk Güzel Sanatlar Akademisi olan Sanâyi-i Nefîse Mektebi’ nde hocalık yapmıştır. Birinci Dünya savaşı sırasında İstanbul’dan ayrılan Mongeri harp sonrası tekrar okula geri dönmüş ve Cumhuriyet devri mimarlarının yetişmesine katkıda bulunmuştur. Giulio Mongeri, Mimar Kemalettin ve Mimar Vedat Tek ile birlikte Birinci Ulusal Mimarlık Akımının öncülerindendir. Milli Mimari Rönesansı olarak adlandırılan bu akım yapılarda Osmanlı ve Selçuklu öğelerini kullanarak Türk tarzı bir üslubu özellikle kamu binalarının yapımına taşımıştır.
Aşağıdaki derlememizde onun Türkiye ‘ye kazandırdığı belli başlı tarihi yapıları ve onun özgün tasarımlarını inceledik.
İSTANBUL YAPITLARI
BUILDINGS IN ISTANBUL
MAÇKA PALACE AND ITALIAN EMBASSY ( AKIF TUNCEL TECHNICAL SCHOOL)
MACKA PALAS
AKIF TUNCEL TECHNICAL HIGH SCHOOL
Maçka Palas 1922 yılında Giulio Mongeri tarafından İtalya'daki 16 yüzyıl da yapılan ve Plazzo denilen asilzadelerin malikaneleri nden esinlenerek tasarlanmıştır. Günümüzde bu bina Park Hyatt Maçka Palas adıyla lüx bir otel olarak işlev görmekte, giriş katı ise Armani, Armani Café ve Gucci dükkanlarına ev sahipliği yapmaktadır.
Giulio Mongeri’nin gene Italyan stilinde tasarladığı ve Maçka Palas’ın karşısında yer alan İtalyan Sefareti, 1923 yılında cumhuriyetin ilanı ile tüm sefaretler Ankaraya taşındığından uzun müddet boş kalmıştır. İstanbul Belediyesinin mülkiyetinde olan bina önce revize edilerek konservatuar olarak kullanılmak istenmiş, ama yeterli tahsisat sağlanamadığından İnhisarlar İdaresine devredilerek uzunca bir süre tütün deposu olarak kullanılmıştır. 1950 li yıllarda Maçka Sanat Enstitüsü olarak kullanılmaya başlayan bina, daha sonra teknik öğretim yapan bir lise olarak defalarca ad değiştirerek Maçka Akif Tuncel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi olarak günümüze kadar gelmiştir.
KARAKÖY PALACE AND BOZLU ART PROJECT BUILDING
KARAKOY PALAS
BOZLU ART PROJECT BUILDING
PICTURE ATTRIBITIONS
Yabancı / CC BY-SA (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/4.0)
Karaköy Palas Karaköy’de Galata Köprüsü'nün çıkışında Müeyyidzade Celal sokağının Boğaziçine doğru uzayan kıvrımından hemen önce yer alan dört katlı uzun taş binadır. Binanın giriş katı üçü giriş kapısı, diğer dördü, demir kafesli üzerleri yarım daire kemerli pencerelerle cephelenmiştir. Sağda ve soldaki ikinci kemerlerin altındaki kapılar bağımsız bankaların kullanımı için düzenlenmiş olup, günümüzde Halk Bankası ve Yapı Kredi Bankası Karaköy şubelerini barındırmaktadır. En ortadaki kapı ise işhanı olarak düzenlenmiş binanın giriş kapısıdır. Bina uzaktan simetrik bir görünüme sahip olsa da, dikkatli bakınca soldaki banka kapısı üzerinde çatıya kadar asimetrik çıkıntılar ve süslemeler vardır. Bu yukarıya doğru dikey uzantıda ikinci kat yarım daire şeklinde pencereli jumbolar, üçüncü kat korkuluklu bir balkon, çatı katı ise yay şeklinde bir kemerin altında üç pencere ile bezenmiştir. Binanın tüm cephesi klasik Bizans mimarisinde kullanılan şekil ve bitki kabartmaları ile süslenmiştir. Binanın bir özelliği de Giulio Mongerinin binanın inşaatı bittikten sonra çalışma ofisini de buraya taşımış olmasıdır.
Şişli semtindeki Mongeri Binası ise klasik Osmanlı mimarisinden esinlenilmiş ve birçok örneği Cumhuriyet yıllarının Ankara sındaki önemli yapıtlarda görülen özellikler taşıyan ve 1920 lerin ortalarında inşa edilmiş bir bina. Binanın cephesinde pencere üstlerinde bolca kullanılan kemerler, seramik panolar, jumbo ve balkonlu çıkıntıları, kubbeli kule çıkıntısı ile bina Birinci Ulusal Mimarlık akımının tipik bir örneğidir. 1950 lere kadar armatör Sadıkoğlu’nun mülkiyetinde olan bina daha sonra, doğum evi, doktor ofisi, okul ve banka olarak işlev görmüş ve 1915 de Bozlu Holding tarafından satın alınarak holdingin genel merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bina 2016 yılı başından itibaren Bozlu Art Project adı altında gurup halinde çağdaş sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir ev olarak kullanılmaya başlanmıştır.
CHURCH OF SAINT ANTOINE ISTANBUL
St Antoine photos courtesy by Cem Özmeral of istanbullite
Sent Antuan Bazilikası diye de anılan Saint Antoine Kilisesi İstanbul'daki en büyük katolik kilisesi olup Beyoğlu'nda İstiklal caddesinde yer almaktadır. Bu kilisenin ilk olarak 1725 yılında yerel İtalyan kolonisi tarafından şimdiki yerinde yapılmıştı. Daha sonra yıkılan kilisenin yerine 1906 yılında İstanbul’da yaşayan, çoğu Venedik ve Ceneviz asıllı İtalyan cemaatinin yardımı ile yeni bir kilisenin yapımına başlandı. Kilisenin mimarı İstanbullu levanten Giulio Mongeri, kilise kompleksini Venedikteki bina ve kiliselerden esinlenerek neo gotik tarzında tasarlamıştı. 1912 yılında bitirilen ve bir nevi külliye şeklinde düşünülmüş binaların İstiklal caddesi üzerinde yüksek demir kapılarla korunan girişi büyük bir avluya açılır. St Antoine apartmanları adıyla cadde üzerinde, kat boyları değişik altı kat yükselen kırmızı tuğladan yapılmış bina grubu, avlunun iki yanından içeriye doğru uzanır. Kilise avlunun bitiminde bu binalardan müstakil olarak cephe alır. Kilisenin öndeki üç kapısından en solda olanın hemen önünde Papa XIII John Paul’un bir heykeli vardır. Papalık makamına gelmeden önce, Vatikan elçisi olarak on yılı aşkın bir süre İstanbul’da görev gören John Paul, İstanbul'da bu kilisedeki ayinleri de kendisi vermiştir. Türkçeyi çok iyi konuşması ve İstanbul’a olan sevgisi dolayısı ile Papa Turco diye de anılan Papanın adı da İstanbul’da bir sokağa verilmiştir.
CERRAHPAŞA BULGUR PALACE AND BURSA ÇELİK HOTEL
BULGUR PALACE
CELIK HOTEL
Cerrahpaşa semtinde bir tepenin üzerinde 1912 yılında yapımına başlanan ve Bulgur Palas adıyla anılan bina Mongeri’nin İtalyan plazalarından esinlenerek Osmanlı tarzı kubbelerle süslediği ve adeta bir şatoyu andıran bir yapıdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Bolu milletvekili Mehmet Habip Bey bulgur stokçuluğu yapar ve bunları karaborsa da satarak zengin olur. Haksız kazançla yaptırmak istediği malikanenin bittiğini görmeden ölünce de, bina Osmanlı Bankasına olan ipotek borçları ile birlikte karısı Fatma Bediye Hanıma kalır. İnşaatı tamamlamak için Osmanlı Bankasından yeniden borç alan Bediye hanım, binayı tütün deposu olarak kullanılmak üzere iki ayrı kişiye kiraya verse de borcunu ödeyemez 1926 yılında ipoteğin sahibi olan Osmanlı Bankası Bulgur hanı devir alır. Şehir ve ticaret merkezinden uzakta yapılmış olan bina uzun seneler Osmanlı Bankasının arşivlerini muhafaza etmek için kullanılmıştır. Osmanlı Bankası binayı bir ara hastane ve sanatoryum olarak kullanmayı düşünse de gerekli olan 40.000 TL lik kaynak sağlanamadığından bu fikir gerçekleşmemiştir. Doğuş Grubu Osmanlı Bankasını satın aldıktan sonra bina bu defa Garanti Bankasının güncel belgelerinin arşivlenmesi için kullanılmaya başlanmıştır.
Bursa daki ilk kaplıca Çelik Palas Oteli de Giulio Mongeri’nin tasarladığı eserlerden biridir. Atatürk Bursa’ya yaptığı dördüncü ziyareti sırasında eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın bir kaplıca otel yapmak üzere bir şirket kurma fikrine onay verir. Atatürk otelin kurulmasını istediği yeri de bizzat Bursa’da kendisine tahsis edilen köşkün yakınındaki zeytinliklerde bir noktaya elindeki bastonuyla işaret eder. Hidiv Abbas hilmi Paşa, Türkiye İş Bankası, Türkiye Ticaret Bankası, Sanayi bankası, TC Ziraat Bankası, Bursa Belediyesi ve İl Özel İdaresi 50 000 ve 100 000TL hisseler ile şirkete üye olurlar. Ayrıca Atatürk ve Celal Bayar da şirkette hisse sahibi olurlar. Atatürk 2 Şubat 1938 de Bursa’ya yaptığı son seyahat sırasında hem şirketteki hissesini hem de burada şimdi müze olarak işlev gören köşkü Bursa belediyesine bağışlamıştır.
Yer yapımı konusunda sıcak su kaynaklarının uzakta olması dolayısı ile itirazlar çıkarsa da, Vali Atatürk’ün bastonuyla işaret ettiği yerin dışında bir yere otel yapılamaz diye diretir. Otelin bulunduğu yere kaplıca suları 3 km öteden borular döşenerek getirilir. 17 000 metrekarelik bir alan üzerine Mongeri’nin tasarladığı 36 oda ve 72 yatak kapasiteli otel, 26 Temmuz 1935 yılında hizmete girer. İkinci Otel 1945 yılları arasında Bursa valisi Haşim İşcan zamanında 10 suit olmak üzere 173 oda 359 yatak kapasitesi ile yapılır. Bu binanın tasarımını Mongeri ile birlikte çalışmış Mimar Hüsnü Tümen tasarlamıştır.
1988 yılında otel üçüncü defa 90 000 metrekarelik bir alan üzerinde dördü kral dairesi olmak üzere 286 oda ve 572 yatak kapasiteli yeni bir otelin inşaatına başlandı. Bugün mimar Zafer Yüksel Koçak’ın tasarladığı bu üçüncü otel, 570 araçlık otoparklı, açık ve kapalı yüzme havuzlu, 2000 kişilik balo ve toplantı salonları, helikopter pistleri olan modern bir dinlenme tesisleridir.
ANKARA YAPITLARI
BUILDINGS IN ANKARA
IS BANKASI HEAD OFFICE
ZIRAAT BANK HEAD OFFICE/ MUSEUM
INHSARLAR IDARESI STATE MONOPLY BUILDING/YUNUS EMRE INSTITUTE
Giulio Mongeri Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara’da, üçü bankaların genel müdürlük binası, biri de İnhisarlar İdaresi (Tekel) genel müdürlük binası olmak üzere dört önemli binanın mimarıdır.Tümü de İlk Ulusal Mimarlık Akımı ’nın tipik örnekleri olan bu yapıtlar, özgün Türk, Osmanlı ve Selçuklu mimarisin bir sentezi olarak doğmuştur.
T.C. İŞ BANKASI ESKİ GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI
Bu binalar içinde; İş Bankasının 3. Genel Müdürlük binası olarak Ulus semtinde 1929 yılında yapılan bina, uzun müddet Genel Müdürlük binası, sonraları da İş Bankası Heykel Şubesi ve ve banka müdür ve müfettişlerinin eğitim birimi olarak kullanılmıştır. 2019 yılından itibaren İş Bankası Müzesi olarak işlev görmektedir.
T.C. ZİRAAT BANKASI ESKİ GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI
1925 ile 1929 yılları arasında Ulus semtinde Ziraat Bankasının genel müdürlük binası olarak inşa edilen yapı, Birinci Ulusal Mimarlık akımının en güzel örneklerinden biridir. Bu bina da bugün Ziraat Bankası Müzesi olarak işlev görmektedir.
OSMANLI BANKASI ESKİ GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI
1926 yılında Ulus'ta Atatürk Bulvarı ile İstanbul caddesinin kesiştiği köşede, bodrum üzerine üç katlı olarak yapılan yapı uzun müddet Osmanlı Bankası genel müdürlük binası ve banka lojmanları olarak işlev görmüştür. Daha sonra Osmanlı bankasının Doğuş Holding’e devredilmesi ile Garanti Bankası genel müdürlük binası olarak kullanılmıştır ve halen bankanın Altındağ şubesi olarak işlev görmektedir
İNHİSARLAR İDARESİ ESKİ GENEL MÜDÜRLÜK BİNASI
Ulus semtinde Bankalar Caddesi üzerinde 1928 yılında yapılan İnhisarlar İdaresi Umum Müdürlük Binası Giulio Mongerinin en gözde eserlerinden biridir. Bugün Yunus Emre Enstitüsü binası olarak işlev görmektedir.
Cem Özmeral
Aprİl 14, 2020
Covid 19 isolation days
Dublin, Ohio
REFERENCES
Bursa Ansiklopedisi,, Burdef Yayınları, Birinci Baskı , Sayfa 483 Çelik Palas
Galiba Cerrahpasa'da bu binanin onunden cok gecmisimdir.. Ama bir gun merak edip durup bakmazdik cunku eski binalarin hemen hemen hepsi ayni gri-bej tonlarda, adeta,toza batmis gorunumleriyle butun cekiciliklerini kaybetmis vaziyette idiler. Bu resimler ya daha eski, yada daha yeni bilmiyorum. Ama Bulgur Palasin icinden Marmara denizini goren manzarasini cok iyi hayal edbiliyorum. Cunku, nobetlerde her sabah gun agarirken 5.kattaki Hematoloji servisinin "onbasisi" "Mustafa Efendi" "toktur bey cay yapduk gel ic" diye haber verir ve ben de o cok kiymetli uyku dakikalarini feda etmekte tereddut etmeyip terastan Samatya aciklarinda demirlemis onlarca yuk gemisini gunes dogarken gozlerime doldururdum. Ben gidene kadar cay iyice koyulasip acimsi bir tad almis olsa bile hala agzimdadir.